18 Temmuz 2011 Pazartesi

Galatasaraylı Kewell!

Turuncu forma denilince akla gelecek ilk oyuncu olacaktır Galatasaraylı Kewell.  O dönemin kız istemelerin başrol oyuncusu Haldun Üstünel tarafından bütün türk spor medyası atlatılarak transferi sessiz sedasız bitirildi.  Akıllara durgunluk veren bir transferdi. Herkesin içi kıpır kıpır olmuştu. Gelir gelmez bize Türkiye süper kupasını hediye etti.Taraftar onu oynadığı oyun ve saha içerisinde ki tavırlar ile floryada onun gibilerin çok olmasını arzu ederdi. Çünkü o ve onun gibi yabancılar Galatasaray'ın büyüklüğü idrak edip onun ruhuna uygun hareket ederlerdi. Uzun zaman sonra bir oyuncu ancak bu kadar sevilebilirdi. Ancak hastaydı, ve sık sakatlanıyordu. Fakat o sahada olunca bu adama bu forma çok yakışıyordu dedirtti herkese. Oynadığı her saniye elinden geleni ardına koymadı. Takımın gerçek lideri oydu. O artık tıpkı  Prekazi, Simoviç gibi unutulmayan yabancı oyuncularımızdan birisi oldu. Kendisini sahada görenler onu hep hatırlayacaklar. İşte o hatırlamak isteyenlerin kuluplerinden bir ricası var. O da onu son bir defa bu sahada görmek ve kendisine teşekkür etmek. Ne yazık ki çok emek vermiş Galatasaray ruhu taşıyan oyuncularımıza zamanında bunu yapamadık. Şimdi önümüzde Liverpool ile oynayacağımız bir maç var. Liverpool onun eski takımı hem ona unutamayacağı bir jest yapalım hemde onu sevenleriyle 5-10 dk da olsa tekrar formasıyla görme imkanına ulaşalım. Buradan yönetime ve camiamıza sesleniyorum. Biz onu çok sevdik. Ona veda etmemize izin verin ve Liverpool maçında onu son kez 19 numaralı formasıyla sahada görelim.

19 Aralık 2010 Pazar

Tebessüm

Onun futbol hayatıda tıpkı, 2005-2006 sezonunda hafızalarımıza kazınan ve hep o günle hatırlamak istediğimiz Aydın Yılmaz'ın futbol hayatına başlangıcı gibi başladı. O füleli koşularıyla, sürat ve tekniği ile tüm Türkiye'nin özellikle Galatasaray'lıların beklentilerini boşa çıkarmıştı Aydın. Buna benzer bir başlangıcıda Anıl Dilaver yaptı bu akşam. Ümidini yitirmiş Galatasaray camiasına aldığı her nefesi boğazında düğümlenen sevdalılarına nefes aldırdı.bu belki kendisi için küçük ama Galatasaray camiası için büyük adımı atarak. İnsanların bakışlarını artık başka yönlerine kaymasını sağlayacak, en azından bir süre sakatlık, kötü yönetim, yanlış transfer ve tercihler gibi konulardan bahsedilmeyecek. Aydın attığında şampiyonluğun habercisiydi ve şampiyonluk gelmişti. İnşallah bu gol de tarihe yine güzellikleri yazmaya yeniden başlayacağız hep beraber. Galatasaray kabus gibi geçen 2,5 sezonun sonunda tebessüm bırakacak bir golle geride bıraktı onun sayesinde.

16 Aralık 2010 Perşembe

Hedefi Tutturma(!)

Galatasaray'da ciddi sorunlar var. Özellikle Ufuk'un  o kadar özgüven kaybetmesine rağmen neden Aykut'un oynamadığını  anlatmaya yeten bir kare...

13 Aralık 2010 Pazartesi

Talihliler Ali Sami Yen’deydi


Takımımıza yarım asırdır ev sahipliği yapan Ali Sami Yen Stadı’nda son heyecanlara tanık oluyoruz. 2010-2011 sezonunun ikinci yarısında maçlarımızı artık yeni stadımızda, Türk Telekom Arena’da oynayacağız.
Takımımızın yazdığı efsanelere şahitlik etmiş emektar stadımızda son lig maçımızı Gençlerbirliği’ne karşı oynadık. Kulübümüzün markaları GSMobile ve GS Bonus kampanyası talihlileri Sedat Açıkalın ile arkadaşı Deniz Öztürk, karşılaşma öncesinde Ali Sami Yen Stadı’nda güzel bir gün geçirdiler.
Soyunma odaları, yedek kulübeleri ziyareti, saha içinde yer almak, ısınma alanlarında futbolcularımızla birlikte olmak, futbolcu özel tribününden mücadeleyi izlemek gibi rüya hakları kapsayan bir maç günü programını yaşayan talihliler Ali Sami Yen’in tarih dolu tüm yerlerini görme şansını yakaladılar.

13 Ağustos 2010 Cuma

Sağlıklı Galatasaray!

Galatasaray'da bütün dikkatler futbolcu transferine odaklanılmışken, Galatasaray yönetimi geçen seneyi hatırlayarak yine bir ters köşe yaptı(!) 2009-2010 sezonunu kötü geçiren Galatasaray'da son transferi futbolcu yerine yıllardır kanayan yara olarak dile getirilen sağlık ekibi sorunu. Ankaragücü'nün sağlık ekibinin transferiyle son buldu. Son yıllarda sağlık ekibinin attığı skandallara Linderoth, Serkan Çalık,Milan Baros ve Harry Kewel sebeb olmasına rağmen. o kadar gülünç açıklamalar yapıp şu tarihte kesin oynayacak denilip sezonu kapatan futbolculara sahiptik. Zararın neresinden dönersen karmış. İnşallah bu yeni ekiple daha önceki amatörce hatalar yapılmaz. En önemliside bu sezon sağlık ekibine ihityaç duymayacağımız bir sezon dilemektir...

4 Nisan 2010 Pazar

Galatasaray- Sivasspor Öncesi


Galatasaray son oynadığı 4 maçtan 3 mağlubiyet alması, Derbinin kötü oyunla ve sinir bozucu bir golle mağlup olmasından sonra bu hafta ki sivasspor maçının önemini avagadro sayısı(6,02x 10²³) katı kadar arttığını sokaktaki insanın bile biliyor olması takımın girdiği baskıyı ve motivasyonunu gözler önüne serdi. Galatasaray için adeta adet haline gelen her Fenerbahçe maçından sonra oynadığı, son sekiz maçta 6 galibiyet 1 beraberlik ve 1 mağlubiyet almasıda gösteriyor ki, istatiksel olarak bu maça paf takımı ile çıksa bu maçı çok rahat alacaktır. Ancak Galatasaray’ın orta saha oyuncuları maçı maç sonrasında analiz etmek için değil, asli görevleri olan savunma ve hücum hattı arasındaki köprüyü sağlamaları gerekecek. Bu köprüyü sağlamada ki başarıları, Galatasaray’ın sezon sonundaki sıralamasını etkileyecek en önemli faktör olacaktır.

27 Şubat 2010 Cumartesi

Galatasaray - Atletico Madrid


Galatasaray ilk maçtan aldığı güzel skordan sonra, herkesin içinde geçen sene Hamburg maçından önceki hava hakim olmuştu. Bu sene bu mutluluğu biraz daha ileriye götürebilir miyiz vardı aklında. ama aslında taraftarın kendisine verdiği bir söz vardı bu sene için, O söz "Sabır" dı. Rijkaard gelmiş, beklenen futbolu oynatması için herkes sabredeceğine yemin bile etmişti. Lakin günümüzde bunu ne kadar tutulabileceğini önümüzde ki kritik haftalarda göreceğiz. Maça gelince sakatlıklar yüzünden hücum hattı düşmüş bir takım savunması kendisi gibi kötü ama hücum özelliği iyi olan bir takımla mücadele edince ilk maçında verdiği skorun etkisiyle savunmaya yönelik futbol oynayacağını hemen hemen herkes bilincindeydi. Rijkaard'ın planı ilk yarı çok iyi başlamış özellikle orta alanda Elano-M.Topal-M.Sarp ın Atletico'nun pas alışverişini kesmekte başarılı olmuş. ama hücuma katkı yönünde Elano dışında bir katkı sağlayamamıştı. Özellikle Mustafa Sarp'ın hücuma katılımında daha fazla sorumluluk alıp oyunun içine girmesi bekleniyordu. Galatasaray ilk yarıda kanatlardan Caner ve Keita ile hızlı şekilde katılmak isterken. Atletico'nun ilk maçtan ders alarak Ujfalusi'yi stopere çekerek oraya A. Lopez'i sol beke koyması özellikle Keita'ya karşı kanatlarda yaptığı baskıyı artırmış ve orta sahada Raul Garcia'nın Tiago'yu aratmayan performansı Galatasaray'ın hücum yönünü düşürmüştü. Lakin buna rağmen ilk yarının en önemli pozisyonunu Galatasaray yakalamış, Atletico'ya hiç posizyon vermemişti. tabi bunda Kun Aguero'nun Servet'in darbesiyle saha dışına çıkmasının etkisi vardı. Dünya gözüyle izlemek istediğimiz bir dünya yıldızını sadece çok kısa bir süre izleyebilen ve ülkemizde bu denli yetenekli futbolcuları devamlı izleyemeyen futbolseverler adına üzücü bir durumdu. Pozisyon sonrası bazı köşe yazarlarının belirttiği gibi Servet'e yapılan tezahürat "oh nasılda iyi yaptın" dan ziyade. Panik içine girmiş Servet'i oyuna dönmesi için moral vermek istemesinden dolayı oldu. Çünkü orada Servet panikle bütün Atletico'lu oyunculara kasti yapmadığını anlatmak istiyordu. İlk yarının ortalarında Elano'nun Peran'nın yaptığı sert faulden sonra oyundan düşmesi o posizyon maçın kırılma anıydı. çünkü Galatasaray'ın atağa kaldırabilecek Keita'yı ve Arda'yı uzun toplarla posizyona sokabilecek tek adamıydı. ikinci yarıda sakatlık yüzünden oyundan çıkan Elano'nun yerine giren Ayhan'ın kötü performansı Mustafa Sarp'la birleşince. Atletico'nun orta alanı daha rahat geçmesini ve Reyes'in etkinliğini artırmasına sebeb oldu. Nitekim ilk ikinci yarının başlarında gelen golle stadda çöken umutsuzluğu kaldırmakta tabiki sakat kaptan Arda'ya düşmüştü. İnşallah bu takım için olan aşırı özverisi hem bu taraftardan hem kulupten karşılığını görecektir. Kaptan yine dümene geçti ve hücumda hiç bişey yapamayan takımı ayağa kaldırarak yaptığı güzel ortayla Keita'yı buluşturup kafa golüyle tekrardan heyecanlandırmasıydı. maç 1-1 e gelince artık her iki tarafta daha kontrollüydü. Fakat oyunun başından beri ileriye doğru oynayan Atletico bu oyununu devam ettirme düşüncesiyle atak oynamaya çalışırken, golle beraber hücumda daha etkili olmak isteyen Galatasaray'ın iştahı yerine gelmişti. Perea'nın elle dokunup bariz penaltı olan pozisyonu es geçmesiyle sinirlerine hakim olamayan şampiyonlar ligi tecrübesi yüksek olan Caner'in sinirlerini kontrol edememesi yüzünden gördüğü tıpatıp aynı iki sarı kart Galatasaray'ı endişeye sokmuş. Kaptan'ın tribünlere biz buradayız, hadi diyerek elleriyle çoşturmaya çalışmasıyla o endişe yerini büyük bir desteğe bırakmıştı. Lakin maç boyunca iyi bir alan savunması yapan Galatasaray'ın özellikle Ayhan'nın futbola küsmüş, konsantrasyonunu etkilemiş ve Reyes'in o akıl almaz hatadan faydalanıp şekilde Forlan'la Servet'i başbaşa yemeğe göndermesiyle hayallerin uçup gitmesi bir olmuştu. Beklentilerin daha ilerki turlarda olduğu Galatsaray bu turu Atletico kadar haketmese de elinde olan oyuncularla yapabildiğini yapmaya çalışmıştır. ve camianın tutmaya çalıştığı sözün sınamaya bırakmıştır...